13 Temmuz 2014 Pazar

TORBA YASA

Herkesin beklediği torba yasa artık genel kurulun gündemine geldi. aylardır komisyonda olan ve son günlerde komisyonda görüşülmeye başlanan torba yasaya iktidarı ile muhalefeti ile büyük ilgi göstererek yeni tekliflerle birlikte sayısı 160 ı bulan torba olmaktan çok çuvala dönen ve 38 gün süren süreç nihayet tamamlandı  İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı artık meclis gündeminde onaylanacağı  Cumhhurbaşkanı onayından sonra resmi gazetede yayınlanacağı günü belkiyor

torba yasayla birlikte umutlananların umutları maalesef hüsrana dönüşecek zaman zaman söyleme dönüştürülen  ve beklenti yarattırılan  emekliğini bekleyenlere yönelik bir düzenleme yok
bunun  yerine

YER ALTI İŞÇİSİNE KIDEM ŞARTI YOK
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na göre, yeraltı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmayacak. Buna göre, yeraltı işlerinde bir gün dahi çalışanlar kıdem tazminatından yararlanabilecek.
İşverenler, alt işverene iş vermeleri halinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini, işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlü olacak.

FAZLA ÇALIŞMA YAPTIRILMAYACAK
Zorunlu ve olağanüstü çalışılması gereken durumlar dışında, yeraltı maden işlerinde çalışanlara fazla çalışma yaptırılamayacak.
Yeraltı maden işlerinde çalışanlara zorunlu ve olağanüstü hallerde haftalık 36 saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde 100 artırılmasıyla ödenecek.

MADEN İŞÇİLERİNİN YILLIK İZİNLERİ 4 GÜN ARTACAK
Tasarıyla yeraltında çalışan işçiler için yıllık ücretli izin sürelerinin 4 gün artırılması öngörülüyor. Böylece, yeraltında çalışan ve 5 yıldan az kıdeme sahip bir işçinin iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile daha fazla belirlenmediği durumlarda en az 18 gün yıllık ücretli izin hakkı olacak.
Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği halde aynı iş yerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanacak. Asıl işveren; alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol edecek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlayacak. Alt işveren ise tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin bir örneğini asıl işverene verecek.
Yeraltı maden işlerinde çalışanlar için yeraltındaki çalışma süresi haftada en çok 36 saat olacak, günlük çalışma süresi 6 saati geçemeyecek.

KIDEM TAZMİNATI DÜZENLEMELERİ
Tasarıyla, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemeler de yapılıyor. Buna göre, alt işverenin değişip değişmediğine bakılmaksızın, aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait iş yerlerinde çalışmış olanların, bu şekildeki çalışma sürelerine ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait iş yerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit edilecek.
Kıdem tazminatları, çalıştırıldığı son kamu kurum ve kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına aktarılacak. Kıdem tazminatı tutarı, iş yerlerinin bütçe tertibinde ve gider kalemlerinde yetip yetmediğine bakılmaksızın ödenecek.
Gerekçeli müfettiş raporuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 6 gün yerine, 30 iş günü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilecek. İtiraz üzerine görülecek olan dava, basit yargılama usulüne göre 4 ay içinde sonuçlandırılacak. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay, 6 ay içinde kesin karar verecek.
İdarelerce istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması halinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabilecek. Bu kapsamda ihaleye çıkılabilecek yardımcı işlere ilişkin hizmet türlerini ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye; işçi, işveren, memur konfederasyonları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşü ve Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

YER ALTI İŞÇİLERİ İÇİN EMEKLİLİK YAŞI 50'YE DÜŞECEK
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen “torba tasarıya” göre, uluslararası denizyolu ve havayolu taşımacılığı yapan araçların seyrüsefer hallerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanmayacak.
İşveren; çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ile 10 ve daha fazla çalışanı bulunan ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirecek. Öğrenci statüsünde olan çırak ve stajyerler, çalışan sayısının toplamına dahil edilmeyecek.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında alınması gereken sağlık raporları iş yeri hekiminden alınacak. 10'dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için, kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden alınabilecek.

İŞVEREN YARDIM FONU OLUŞTURACAK
İşveren sendikaları, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde 25'ini aşmamak üzere, karşılıksız yardıma dayalı dayanışma ve yardım fonu oluşturabilecek.
SENDİKA
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre, kurulu bulunduğu işkolunda en az yüzde 3 üye şartı, Ekonomik ve Sosyal Konseye üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için yüzde 1 olarak uygulanacak.

YABANCIYA SÜRESİZ ÇALIŞMA İZNİ
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca uzun dönem ikamet iznine sahip olanlara da süresiz çalışma izni verilebilecek. Yabancıların, süresiz çalışma izni alabilmesi için toplam 6 yıllık kanuni çalışma süresi, 8 yıla çıkarılıyor. 11 Nisan 2014'ten önce süresiz çalışma izni verilen yabancıların hakları saklı kalacak.
Süresiz çalışma izni verilen yabancılar, kanunda belirtilen uzun dönem ikamet izninin sağladığı haklardan yararlanacak.
Harçlar Kanunu’nda “ikamet tezkeresinin harçsız olarak verildiği yabancıları” içeren maddeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca süresiz çalışma izni verilenler de eklendi.

İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
İşe iade davası nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenecek ve işsiz geçen dönem için ödeme yapılacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) taşınmaz alımının ve taşınmazlarının müzayede suretiyle satışı dahil, devir ve teslimi, 31 Aralık 2013 tarihine kadar KDV’den müstesna olacak.

YURTDIŞINDA ÇALIŞILAN SÜRE BORÇLANABİLİNECEK
Tasarıyla, doğumla Türk vatandaşı olup çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında Türk vatandaşı olarak çalıştıkları süreleri için borçlanmalarına imkan tanınacak.
Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların, akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilecek. Yurt dışında geçen sürelerin tamamı veya istenildiği kadarı borçlanılabilecek.
Bu borçlanma, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurum aleyhine açılan ve henüz sonuçlanmamış davalardan feragat edenler hakkında da uygulanacak.

SGK BİRÇOK VERGİDEN MUHAF OLACAK
SGK, bu düzenleme kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle yapılan işlemler yönünden; Harçlar Kanunu’ndan, Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, damga vergisinden, emlak vergisinden, döner sermaye bedellerinden, teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaf olacak.
Kurumun taraf olduğu her türlü davalarda kurum aleyhine hükmedilen asıl alacak ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri, alacaklı veya vekilinin Kuruma ödemeye dayanak makbuz ve belgelerle birlikte yazılı şekilde yapacağı müracaat üzerine bildireceği banka hesap numarasına, müracaat tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenecek. Bu süre geçmeden kurum aleyhine cebri icra yollarına başvurulamayacak. Belirtilen sürede ödeme yapılamaması halinde, söz konusu alacaklar genel hükümler dairesinde tahsil edilecek. Mahkeme kararlarında yer alan miktarların kararın kesinleşmesinden önce ödenmesi halinde, söz konusu kararların ilgili mercilerce bozulmasına müteakip ödenen miktarlar, ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte ilgililerden tahsil edilecek.

YAŞLILIK SİGORTASI
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı maddesinin 8. fıkrasında yer alan “malul” ibaresi “ağır engelli” olarak değiştirilecek. Bu şekilde, çocukların malul sayılmasına esas olan çalışma gücündeki kaybın tespit edilmesinde yaşanan güçlüklerin ortadan kaldırılması ve bu konuda yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanıyor.
Yeraltı işlerinde maden ocakları (elementer cıva bulunduğu saptanan cıva maden ocakları hariç), “kanalizasyon ve tünel yapımı” gibi yer altında yapılan işlerde çalışan sigortalıların, bu işlerde fiilen çalışmadıkları ücretli izin, sıhhi izin, yıllık izin, eğitim ve kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık süreleri ile resmi tatil günleri de fiili hizmet süresi zammı kapsamında olacak.
Tasarı, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki sigortalıların borçlanabilecekleri sürelere ilişkin düzenlemede de değişiklik yapıyor. Buna göre, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile kamu idarelerinde çalışanlara doğum borçlanma hakkı getirilecek. Ayrıca borçlanılabilecek çocuk sayısı 2'den 3'e çıkarılacak.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bursu ile Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu öğrencilerin prim ödeme yükümlüsü, bu başkanlık olacak.

TÜP BEBEK İÇİN KOLAYLIK GELİYOR
Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un kapsamına girenler, tüp bebek uygulanmasında verilecek destek için aranan, “Son 3 yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alamama” ve “En az 5 yıldır genel sağlık sigortalısı olma” şartlarından muaf olacak.
Başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde, katılım payı ilk denemede yüzde 30, ikinci denemede yüzde 25, üçüncü denemede yüzde 20 oranında uygulanacak.
Yurt dışında iş üstlenen işverenlerce bu iş yerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri adına SGK’ya ödenmesi gereken sigorta primlerinin üst sınırı, asgari ücretin 3 katına indirilecek. Böylece, iş gücü maliyeti düşürülerek Türk firmalarının yurtdışındaki rekabet güçleri artırılacak.

GECİKME ZAMMI UYGULANMAYACAK
Sigortalılar adına sonradan tahakkuk ettirilen fark prim tutarları, sigortalılar ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata ya da yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması şartıyla, gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın tahsil edilecek.
SGK tarafından ödenen gelir ve aylıkların, kuruma iade süresi 6 aydan 12 aya çıkarılacak.
Bazı kamu alacaklarında faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Yİ-ÜFE oranları esas alınarak yeniden hesaplanacak. Ancak vergi cezalarının silinmesi söz konusu olmayacak; vergi asıllarının tamamı, cezaların tamamı yeniden yapılandırma kapsamında tahsil edilecek.
Gelir testine başvuruda bulunmamış genel sağlık sigortalısı, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren 6 ay içinde gelir testine başvurması halinde, primler faizsiz yapılandırılacak. Söz konusu süreyi, bir 6 daha uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

SGK ALACAKLARI
SGK kapsamındaki iş yerlerinin 31 Aralık 2013 tarihi öncesine ait ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası ile eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve damga vergisi borçlarından 100 TL’yi aşmayan asli alacakları ve tutarına bakılmaksızın bu asılların gecikme cezası tahsilinden vazgeçilecek. 23 Nisan 1999 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında tabi oldukları personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu memuriyetleri sona erenlerden, memuriyete dönmesi ve prim borçlanma hakkı kazanması için başvuru hakkını kullanmamış olanlar, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren SGK’ya başvurmaları halinde bu imkandan yararlanabilecek.

SOMA İŞÇİLERİNİN SGK BORÇLARI SİLİNECEK
Soma’daki maden kazasında ölenlerin eş ya da çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere, toplam bir kişiye istihdam sağlanacak. Söz konusu kazada ölenlerin SGK’ya olan bütün borçları silinecek ve hak sahibine aylık bağlanacak.
Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden sigortalıların, SGK’ya olan her türlü borçları silinecek. Ölüm geliri bağlanan hak sahiplerine prim ödeme şartı aranmaksızın ölüm aylığı bağlanacak. Anne ve babaya gelir ve aylık bağlanırken muhtaçlık şartı aranmayacak. Maden kazasında ölenlerin eş ya da çocuklarından birisi, eşi ya da çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere, toplam bir kişiye kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilebilme hakkı verilecek. Söz konusu düzenleme 13 Mayıs 2014 tarihi itibarıyla geçerli olacak.
Sosyal güvenlik mevzuatı uygulamasından kaynaklanan davalarda, dava açılmadan önce SGK’ya müracaat şartı getirilecek. Yargı yoluna başvurulmadan önce idari aşamada uyuşmazlıkların çözülmeye çalışılacak. Hizmet tespit davalarında, SGK başvuru şartı aranmayacak.
Zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava, SGK’ya ihbar edilecek. SGK davaya, davalı yanında katılacak ve yargılama sonucu verilecek karar kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlü olacak.
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri ile Toplum Sağlığı Merkezlerinde nöbet tutan hekimlere de nöbet ücreti verilecek.

4-C İŞÇİLERİ
Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı’nda 18 Kasım 2005 tarihinden 1 Ekim 2008 tarihine kadar 4-C’li olarak istihdam edilen geçici personele ödenen fazla çalışma ücretleri, prime esas esas kazancın hesabında dikkate alınmayacak. Buna göre tahakkuk ettirilip tahsilatı gerçekleştirilen tutarlar iade ve mahsup edilmeyecek.

36 BiN ÖĞRETMEN ATANACAK
35 bini öğretmen, bini de Milli Eğitim Bakanlığı’nın diğer hizmet sınıfı kadrolarına olmak üzere, 31 Aralık 2014 tarihine kadar 36 bin atama yapılacak.

VERGİ CEZALARI SİLİNMEYECEK
Tasarıda, AK Parti’nin verdiği önergeyle önemli bir değişiklik yapıldı. Buna göre, vergi aslına bağlı vergi cezaları tam olarak tahsil edilecek.
Tasarıda, vergi aslına bağlı vergi cezalarının silinmesi öngörülüyordu ancak kabul edilen önergeyle, vergi aslına bağlı vergi cezalarının affından vazgeçildi. Böylece vergi cezalarının silinmesi söz konusu olmayacak, vergi asıllarının tamamı, cezaların tamamı yeniden yapılandırma kapsamında tahsil edilecek.
Tasarıya göre, tahsilinden vazgeçilecek alacaklar şöyle:
- 30 Nisan 2014 tarihinden önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları.
- 2014 yılına ilişkin olarak 30 Nisan 2014 tarihinden önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından; 30 Nisan 2014 tarihinden önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarından, 30 Nisan 2014 tarihinden önce, Askerlik Kanunu, mülga Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun ve Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları.
- Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 30 Nisan 2014 tarihinden önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan; adli ve idari para cezaları ile Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı; Türk Petrol Kanunu’na istinaden alınan Devlet hissesi, Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı, Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı; Maden Kanunu’na istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu; Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları hariç olmak üzere, asli ve feri amme alacaklarından kesinleşmiş olup kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri amme alacakları yerine bu kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar; belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri amme alacaklarının tamamı.
Bu kapsama giren ve bu düzenlemenin yayımlandığı tarih itibarıyla, vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının yüzde 50'sinin belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan yüzde 50'sinin tahsilinden vazgeçilecek.
Bu kapsamda ödenecek motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye bağlı kesilen vergi cezaları ve bunlara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri amme alacakları yerine, bu düzenlemenin yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu düzenleme hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla ödeme süresi sonuna kadar Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun ilgili hükmü uygulanmayacak.
Tasarının, “başvuru şartı aranmaksızın tahsilinden vazgeçilen asla bağlı vergi cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarına ilişkin açılan davalarla ilgili olarak, bu düzenlemenin yayımlandığı tarihten sonra mahkemelerce karar verilmeyecek” hükmü önergeyle çıkarıldı.

AZAMİ 18 TAKSİTTE ÖDENECEK
Bu hükümlerden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şartı aranacak.
Amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybedecekler.
Bu hükümlerden yararlanmak isteyen borçluların, kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvuruda bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarları, ilk taksiti bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödemeleri gerekecek.
Bu madde hükümlerine göre hesaplanan tutarın; ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmayacak.
Taksitle ödenmek istenmesi halinde borçluların başvuru sırasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri gerekecek.
Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar; 6 eşit taksit için (1,05), 9 eşit taksit için (1,07), 12 eşit taksit için (1,10), 18 eşit taksit için (1,15) katsayısı ile çarpılacak ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanacak.
Taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarları son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanacak.
Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecek.
-Hacizler ödemeler nispetinde kaldırılacak-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre, kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar hariç olmak üzere, kapsama giren alacakların, kanunun yayımlandığı tarihten önce tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde bu hükümlerinden yararlanabilecek.
Bu maddeye göre, ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak ve buna isabet eden teminatlar iade edilecek.
Belediye Kanunu ile Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamında uzlaşılan alacaklar hakkında bu kanun hükümleri uygulanmayacak.
Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun ile Kabahatler Kanunu’na göre yasak yerlerde tütün mamulleri tüketenlere verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, 31 Aralık 2013 tarihinden önce idari yaptırım kararı verildiği halde bu kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmemiş olan ve genel bütçeye gelir kaydı gereken ve her bir kabahat için 120 TL altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmeyecek, tebliğ edilenlerin alacakların tahsilinden vazgeçilecek.
-12 TL’nin altındaki geçiş ücretleri de tahsil edilmeyecek-
Karayolları Genel Müdürlüğü Kanunu gereğince verilen idari para cezası ile birlikte ilgilisine tebliği gereken ve tutarı 12 TL ve altında kalan geçiş ücretleri tahsilinden de vazgeçilecek.
31 Aralık 2007 tarihinden önce olduğu halde kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan tutarı 50 TL’yi aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı feri alacakların, aslı ödenmiş feri alacaklardan tutarı 100 TL’yi aşmayanların tahsilinden vazgeçilecek.

VERGİLER
Emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve bunlara bağlı vergi cezaları, belediyelerin su abonelerinden su kullanımından kaynaklanan alacakları, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları hakkında da bu kanundaki düzenlemeler uygulanacak.
Bakanlar Kurulu; bu maddede öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ekonomi Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları mücbir sebep hali kabul edilenlerin, bu kanun kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep hallerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri ile doğal afet nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki dairelere, doğal afetin vuku tarihinden itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri, mücbir sebep halinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla kadar uzatmaya yetkili olacak.

BELEDİYELER YURT YAPABİLECEK
Belediyeler, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları yapacak veya yaptıracak.
İl sınırları içinde büyükşehir belediyeleri, belediye ve mücavir alan sınırları içinde il belediyeleri ile nüfusu 10 bini geçen belediyeler, meclis kararıyla; turizm, sağlık, sanayi ve ticaret yatırımlarının ve eğitim kurumlarının su, termal su, kanalizasyon, doğal gaz, yol ve aydınlatma gibi altyapı çalışmalarını faiz almaksızın 10 yıla kadar geri ödemeli veya ücretsiz olarak yapabilir veya yaptırabilecek, bunun karşılığında yapılan tesislere ortak olabilecek; sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve turizmi geliştirecek projelere İçişleri Bakanlığı’nın onayı ile ücretsiz veya düşük bir bedelle amacı dışında kullanılmamak kaydıyla taşınmaz tahsis edebilecek.
Belediyelerin aleyhine açılan icra takip davalarında tüm taşınır ve taşınmaz mal ve hesaplarına el konulamayacak, sadece gösterilen mal üzerinde haciz uygulanabilecek. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamayacak.
-Merkezi sınavlara ilişkin davalar hızlanacak-
Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM’nin merkezi sınavları hakkında açılan davalarda hızlı yargılama öngörülüyor. Merkezi sınavlar veya sonuçlarına ilişkin dava açma süresi 10 gün olacak. Dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 3 gün içinde savunma yapılacak. Bu süre bir kereliğine ve en fazla 3 gün uzatılabilecek. Yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.
Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde temyiz yoluna başvurulabilecek. Temyiz istemi en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Bu davalar açılmadan önce üst makamlara başvurma hakkı olmayacak.
-Gündelikçilere kolay sigortalılık-
Ev hizmetlerinde aynı kişi yanında ay içinde 10 günden az çalışanlar adına günlük kazanç alt sınırının yüzde 2'si oranında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası primi çalıştıranlar tarafından ödenecek. Bu kişiler hakkında hastalık sigortası hükümleri uygulanmayacak. Bu kişiler, emeklilik ve genel sağlık sigortası primlerini istemeleri halinde kendileri yatıracak. Süresi içinde ödenmeyen primin ödenme hakkı düşecek.
Ev hizmetlerinde bir kişiyi ayda 10 günden az çalıştıranlar işveren sayılmayacak. İş kazası ve meslek hastalığı olaylarında, birisini ev hizmetinde çalıştıranlar işverenlerin yükümlülüklerinden muaf olacak.
Ev hizmetinde 10 günden fazla çalışanlar, “hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar” kapsamında sigortalı yapılacak. Sigorta bildirimini en geç çalışmanın geçtiği ayın sonuna kadar yapmayan işverene asgari ücret tutarında ceza kesilecek.
Birinci dereceden emekli olan belediye başkanlarına yeşil pasaport verilecek.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre 14 Şubat 2014 tarihine kadar gerekli sermaye artırımını yapmayan şirketler hakkında, düzenlemenin yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde sermaye artırımını yaparsa fesih işlemi uygulanmayacak.

DİYANET’E 16 ADAY DAHA
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine atanacak aday sayısı 24'ten 40'a çıkarılıyor. Dini yüksek öğrenim veren fakültelerin dekanları, her coğrafi bölgeden en az iki kişi olmak kaydıyla dini yüksek öğrenim veren fakültelerden 40 öğretim üyesini aday seçecek.
Yurt dışındaki diplomatik misyonlarda sürekli görev yapan din hizmetleri koordinatörlerine diplomatik pasaport verilecek.
-İnternet erişimi engeli en geç 4 saatte uygulanacak-
Tanıtıcı bilgilerine usulüne uygun olarak internet sitesinde yer vermeyen içerik, erişim ve yer sağlayıcılara verilecek para cezasının üst sınırı 10 bin liradan 50 bin liraya çıkarıldı. Düzenlemeyle, bir içerikle kişilik hakları ihlal edilen kişilerin doğrudan içerik ve yer sağlayıcıyla ulaşması ve içeriğin kaldırılması için uyarıda bulunması amaçlanıyor.
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da da değişikliğe gidilerek, eri­şi­min en­gel­len­me­si ka­ra­rı­nın ge­re­ğinin yerine getirilmesinde azami süre 24 saatten 4 saate indirildi.
-TÜRMOB üyelerinin borçlarının ödenmesinde kolaylık-
Tasarıyla, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) üyelerinin borçlarının ödenmesi konusunda kolaylık getiriliyor. Buna göre, serbest muhasebeci ve mali müşavirler ve yeminli müşavirlerin, üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların TÜRMOB’a olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamını 9 taksitte ödemeleri durumunda, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilecek. Bundan yararlanmak isteyenlerin, düzenlemeni kanunlaşıp yürürlüğe girdiği tarihi izleyen ayın sonuna kadar birime başvurmaları şart olacak.
Bakanlar Kurulu kararıyla memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerindeki haklar, eser, sahibinin ölümünden sonra koruma süresinin bitiminden önce kamuya mal edilebilecek.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen “Torba Kanun Tasarısı”na göre, tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınma kültür varlığıdır” kaydı konulan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilen büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarından emlak vergisinin yarısı, çevre temizlik vergisinin de tamamı alınacak.
Kesin yapılanma yasağı getirilmesine rağmen üzerine yapı tesis edilen parseller ve kanuna aykırı eklenti yapılan taşınmazlar, bu aykırılıklar giderilinceye kadar veya yapılar yıkılıncaya kadar bu muafiyetten yararlanamayacak. Böylece kanuna aykırı yapılaşmanın önüne geçilmesi amaçlanıyor. Boğazici Sahil Şeridi veya Öngörünüm Bölgesi’nde konut veya iş yeri olarak kullanılan taşınmaz kültür varlıkları ise bu muafiyetten yararlanamayacak.
Tasarıyla, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda yapılan düzenlemeye göre, Bakanlar Kurulu kararıyla memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerindeki haklar, hak sahiplerinin münasip bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla, eser, sahibinin ölümünden sonra koruma süresinin bitiminden önce kamuya mal edilebilecek. Bu husustu karar verilebilmesi için eserin Türkiye’de veya ülke dışında Türk vatandaşları tarafından üretilmiş olması gerekecek. Eserin topluma ulaşmasını sağlayacak şekilde yayımlanması zorunlu olacak.
-Aylıktan kesme cezası alan aday memurun görevine son verilecek-
Aday memurken aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan memurun görevine son verilecek.
Tasarıyla, tapu kadastro çalışanları aleyhine başlatılacak rücu istemlerine ilişkin zaman aşımı süresi belirleniyor. Buna göre, tapu ve kadastro işlemleriyle ilgili olarak, devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan öde dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren 2 yıl, zarar yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacak.
Sümer Holding A.Ş’de çalışan sözleşmeli personelden işsizlik sigortası primi kesintisi yapılmayacak

6 Nisan 2014 Pazar

BAĞKUR PRİM AFFI - YAŞA TAKILANLAR İÇİN EMEKLİLİK

Son aylarda şu söylemleri sık sık duyuyorsunuzdur.
  yaşa takılan prim gününü doldurmuş ama yaşı bekleyenlere emeklilik geliyor. bağkur prim affı geliyor, borçlanma geliyor şu geliyor bu geliyor
bu tür haberleri televizyonlardan veyahut gazetelerin köşe yazarlarından sıksık duyuyorsunuz ve başlıyorsunuz beklemeye ama gelen bir şeyi de göremiyorsunuz

bazen bakanlardan birinin sohbet esnasında şu şekilde bir çalışma düşünüyoruz anında sizlere olacakmış gibi yansıtılıyor

Türkiye de gazeteleri yazarları takip ederek veya televizyon haberciliği ile gerçeği öğrenmeniz zor

rant kapısı yüksek olduğu için de sizlere çeşitli yollarla vaatlerde bulunan hiç kimseye inanmayınız. beklentilere girmeyiniz

meclisden geçmediği ve resmi gazete de yayınlanmadığı sürece hiç birşey gerçek değildir.

soın günlerde gündemde yer alan ve büyük ihtimal ile seçimler nedeniyle aksayan tek bir düzenleme sadece
bağkur prim borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelim faizlerin bir kısmının silinerek 36 ay taksit imkanı verilmesi ve bunun sonucunda sağlıktan borçlu duruma geçmedikleri sürece yararlanmalarını sağlayacak bir düzenleme ile gss kapsamında borçların faizlerinin silindiği bir yasa çıkmak üzere

bir çokların prim günlerini doldurmalarına rağmen  yaşa takılmaları sonucu bir emeklilik düzenlemesi gelir mi şeklinde ki beklentiye kesinlikle hayır yanıtı verebiliriz
her ne kadar bu konuda bakanın düşünceleri açıklasa da ne maliye politikaları ne sosyal politikalar ne de anayasa buna izin verir bu türde bir düzenleme 1999 öncesi tüm sigortalı olanlar için uygulanmadıkca kısmi olarak uygulanması söz konusu olamaz (genellik ilkesi)

yaşını doldurmuş ama prim günü eksik olanlar için bir borçlandırma yapılarak emekli edilmesi düşüncesinin anayasa yönünden bir sorun teşkil etmediği kanaatindeyim fakat bunun hayata geçebilmesi için maliye bakanlığının olur vermesi gerekir ki bu durumda bu konuda yapılacak bir düzenlemenin 2015 den önce yürürlüğe girmesi zor görüküyor

1999 öncesi sigortalıların durumları için yaratılan her tür  beklenti  sigorta sistemine zarar vermektedir.

2008 ile tek çatı altında toplanan sigorta kurumunun halen 4a, 4b, 4c, Tarım sigortalısı , isteğe bağlı sigortalılık gibi çeşitli adlar altında yürütülmesi  kurumun tek çatı altında çok başlı karmaşık bir düzen yumağına sokmuştur.

vatandaş emekli olabilmesi için gereken şartları bilememekte okuduğunu da anlayamamaktadır
 son 7 yılın 1261 gününü hesaplatmakta ssk dan emekli olmak için çalışmadığı halde çalışıyormuş gibi gösterme yoluna gitmekte bu durumda istihdam da yanıltıcı bilgelere neden olmaktadır

yapılması gereken tek bir sigorta tanımının getirilerek taban ve tavan ödeme tutarlarının belirlenmesi gerekir
kişi hangi ödeme tutarı sonucunda yaklaşık ne kadarlık emeklilik maaşı alabileceğini bilmelidir

BES sistemi kapsamında desletin %25 destek sunması her ne kadar özel sigorta sistemini özendirmek olsada
devlet verdiği %25 destek ile parası olan olmayn ayrımına giderek parası olana destek sunmaktadır bunun yerine
vergi mükelleflerine zorunlu tuttuğu bağkurluğu kaldırarak bireysel emekliliğe katılanlarında sistemde kaldıkları süre boyunca sağlık hizmetlerinden istifade edebileceği bir sistem geliştirmiş olsa daha faydalı olur kanatindeyiz

Ayrıca sigorta sisteminde ki aksaklığın çözüm noktası kayıt dışı istihdamın azaltılması için denetimlerin sıkılaştırması  gerekmektedir işverenlere peşin ödemede yaptığı %5 indirim yerini daha adil olacak eşit katılım ilkesini getirmeli kesintiyi işçi ve işverene eşit paylaştırmalı işverene + ilave işçi çalıştırmalarda sektörlere göre ilave prim desteği vermelidir.

Devlet kim olursa olsun ve hangi ünvan ve sıfatla olursa olsun tüm vatandaşlarına eşit davranmalıdır
özellikle milletvekillerine tanınan emeklilik ayrıcalıklarının tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir
bu durum halkın vicdanın da kabul edilemez olduğu gibi hakkaniyet ölçüsünde de hak huzurunda kul hakkına girmektedir

ilgili devlet birimlerinin görevlerini yerine getirememesi sonucu bu durumdan istifade edip kazanç sağlayanlara bir rant kapısı oluşmuştur.

prim tahsilatlarını geciktiren  işyerleri sigorta müfettişleri tarafından denetlenmeli ve idari yaptırımlar uygulanmalıdır
eksik istihdam bildiren iş yerlerine ağır yaptırımlar getirlmelidir
ücretliler üzerinden alınan özellikle asgari ücret de damga vergisi kalkmalıdır
eksik gün bildirimine  sektör bazında izin verilmeli eksik gün bildirilmiş işci kurulacak iş ofislerine çağrılmalı yazılı beyanları alınmalı ve sık sık bu tür iş yerleri denetlenmelidir

bu konudaki yazılarımıza sonraki günlerde devam edeceğiz

son söz olarak  meclise gelmemiş hiç bir şeye inanmamalarını mecliste kabul edilip C.başkanı onayı ile resmi gazete de yayınlanmadıkca hiç bir kanun geçerli değildir

internet üzerinden veya çeşitli şekillerde sizleri emekli edebileceklerini söyleyen hiç kimseye inanmayınız
emeklilik ile en doğru bilgiyi bulunduğunuz bölgede ki sosyal güvenlik kurumundan veya kurumun internet sayfalarından edinebilirsiniz




12 Mayıs 2013 Pazar

ARAÇ ALIM SATIMI - VERGİ MÜKELLEFİYETİ

Bir yıl içinde beşten az araç alım satımı yapanlar için açılmış mükellefiyet kayıtları ve cezalı tarhiyatlar kaldırılıyor!
 
Deneteam Uluslararası Bağımsız Denetim ve Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü Erdal Doğan, yaptığı açıklamada, aynı yıl içerisinde birden fazla araç alıp satmış olduğu anlaşılan kişilere, ikinci el araç ticareti yaptıkları gerekçesiyle mükellefiyet kaydı açıldığını, beyan edilmeyen gelirler için de bu şahısların takdir komisyonlarına sevk edildiğini kaydetti.
 
Bu şekilde açılan mükellefiyet kayıtlarına ve cezalı tarhiyatlar aleyhine açılan davalarda vergi mahkemelerinin kısa bir dönemde bu kadar çok araç alım satımı yapmanın hayatın olağan seyrine aykırı olduğuna, bu işlerin ticari kaygılarla yapılmadığının mükelleflerce ispatlanması gerektiğine karar verdiğini belirten Doğan, alış-satışların ticari olmadığını ispatlayamayan mükelleflerin davalarının reddedildiğini ifade etti.

VERGİ İDARESİ GERİ ADIM ATTI

Doğan, günümüz şartlarında araç değiştirmenin çok kolay ve pek çok sebeple yapılabildiğini dikkat çekerek, “Piyasada çok değişik tür ve özellikte araç olması ve ikinci el alımlar için çeşitli finansal kolaylıkların mevcut olması, kullanıcılar için oluşturulmuş gelişmiş ikinci el piyasaların varlığı ve alım-satım işlerinin ticari kazanç elde etme gayesiyle yapıldığını veya yapılmadığını ispat etmekteki güçlükler dikkate alınarak konuya bir sınırlama getirilmesine ihtiyaç duyulduğu görülmektedir” diye konuştu.

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ TAMİM YAYINLADI

Deneteam Genel Müdürü Doğan, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın görüşlerine ve vergi müfettişlerinin araştırma raporlarına göre bir değerlendirme yapan İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, İstanbul’daki tüm vergi dairelerinin uyması gereken bir tamim yayınladığını bildirdi. Tamimde, aynı yıl içerisinde 5 ve daha fazla sayıda araç alım satımı yapanların vergi incelemesine sevk edilmesi gerektiği, ticari gayeyle araç alınıp satıldığı vergi inceleme raporu ile tespit edilmeksizin bu kişiler hakkında işlem yapılması gerektiği belirtildiğini kaydeden Doğan, şöyle devam etti:
“İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın tamiminde, aynı yıl içinde 5’ten az sayıda, yani 4, 3 veya 2 alım-satım işlemi yapmış olanlar için ise;
• Bu alım satımların şahsi ihtiyaçlar için yapılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu kişiler hakkında mükellefiyet açılmaması, 
• Açılmış olan mükellefiyet kayıtlarının terkin edilmesi,
• Adına kayıt açılarak cezalı tarhiyat yapılmış olanlar şahıslar hakkındaki tüm işlemlerin kaldırılması gerektiği, bu tarhiyatlar kesinleşmiş olsa bile bunların terkin edilmesi,
• İncelemeye veya takdir komisyonuna sevk edilmiş olanlar için başlatılan işlemlerin durdurulması gerektiği kaydediliyor.” 
VERGİ MAHKEMELERİ DE AYNI KARARI VERİYOR
Deneteam Genel Müdürü Doğan, buna göre, yıl içinde 4 alım satım işlemi yaptığı için adına mükellefiyet açılmış ve cezalı tarhiyat yapılmış bir şahsın hakkında yapılan tüm bu işlemlerin idarece kendiliğinden kaldırılması gerektiğine dikkat çekti. Hatta yapılan tarhiyatlar kesinleşmiş olsa bile, örneğin dava edilmemiş ise veya dava edilmekle birlikte mahkemece tasdik edilmiş olsa bile terkin edilmesi gerektiğini anlatan Doğan,  İstanbul Vergi Mahkemeleri’nin de bu yeni uygulamayı dikkate alarak yapılan işlemlerin terkin edilmesi gerektiği sonucuna vardıklarını belirtti.
 

11 Mart 2012 Pazar

Vergi İnceleme Sürecinde Mükellefin Hakları


Herhangi bir zamanda Vergi inceleme memurları tarafından İşyerinde vergi incelemesi yapılmak istenildiğinde işletme sahibinin/mükellefin bir takım hakları bulunmaktadır ve bunları talep edebilir Bu haklar;

1. Vergi incelemesi için gelen görevlilerden kim olduklarını ve yetkilerini gösteren bir belge veya kimlik göstermelerini istemek;

2. Vergi inceleme elemanından, incelemenin konusunun, hangi vergi bakımından ve hangi hesap dönemlerine ilişkin olarak yapıldığının belirtilmesini istemek;

3. Vergi incelemesi esas itibariyle incelemeye tabi olanın işyerinde yapılır. İşyerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zorunlu sebeplerin varlığı veya mükellef veya vergi sorumlusu tarafından talep edilmesi halinde incelemenin ilgili inceleme elemanının dairesinde yapılmasını istemek. (İncelemenin dairede yapılması talebinin inceleme elemanınca uygun görülmesi durumunda, gerekli defter ve belgelerin mükellef tarafından daireye getirilmesi yazılı olarak istenir);

4. Zor durum nedeniyle defter ve belgelerin istenen sürede ibrazı olanaklı değilse, ek süre verilmesini istemek (Bu süre 15 günden az olamaz);

5. Mükellefin işyerinde yapılan vergi incelemesinin çalışma saatleri içinde yapılmasını istemek (Tutanak düzenlenmesi ve inceleme ile ilgili emniyet tedbirlerinin alınması bu hükmün dışındadır. Ancak bu tedbirler ilgili yerdeki işleri sekteye uğratmayacak şekilde alınır);

6. Vergi incelemesinin her safhasında inceleme süreci hakkında inceleme elemanından bilgi almak;

7. Vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre tahsil dairelerince teminat istenmesi durumunda, teminat veya kefil gösterememe ya da şahsi kefalet teklifinin veya kefilin kabul edilmemesi nedeniyle haklarında ihtiyati haciz kararı verildiğinde, haczin yapıldığı, haczin gıyapta yapılması halinde ise haczin tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebilmek;

8. Fiili envanter sırasında yapılan ve vergi incelemesi yapan tarafından onaylanan giderlerin kendisine ödenmesini istemek;

9. Vergi incelemesine yetkili olanlarca el konulmuş olan ve onların denetim ve gözetimi altında bulunan defter, belge ve diğer vesikalar ile eşyalar üzerinde inceleme yapmak, bunlardan örnekler almak, kayıtlar çıkarmak;

10.Nezdinde arama yapılması sırasında, Sulh Yargıcınca verilen arama kararının gösterilmesini istemek;

11.İhbara dayanan aramalarda, ihbarda belirtilen hususların mevcut olmadığının ortaya çıkması halinde ihbarda bulunanı öğrenmek;

12.Yapılan aramalar sonucunda defter ve belgelere el konulmuş olması süresi gelen vergi beyannamelerinin verilmesi görevini ortadan kaldırmadığından, beyanname düzenlemek için gerekli bilgileri her zaman alabilmek;

13.Vergi incelemeleri ile ilgili görüşmelere, defter ve kayıtlarla ilgili olan yetkili Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin kendisiyle birlikte katılmasını sağlamak ya da kendisini temsilen yetkili bir temsilcisini göndermek (Mükellefi temsilen gelen kişilerin yasal olarak yetkilendirilmiş olmaları ve temsil belgesinin görüşmeler başlamadan önce inceleme elemanına verilmesi gerekir);

14.İnceleme sırasında gerekli görülen hallerde tutulan tutanaklara inceleme ile ilgili her türlü itiraz, şerh ve görüşlerinin yazılmasını istemek;

15.Vergi incelemesi sırasında alıkonulan veya aramada ele geçirilen defter, belge ve diğer eşyalara ilişkin olarak tespit edilen kanuna aykırı olay ve hesaplar ile ilgili olarak düzenlenecek tutanağı imzalamamak.
(Mükellef veya temsilcisinin bu tutanakları imzalamamaları durumunda alıkonulan ya da aramada ele geçirilen defter, belge ve eşyalar, aramanın konusu ile ilgili vergi ve cezalar kesinleşinceye kadar mükellefe geri verilmez ve İdarece muhafaza edilir. Mükellef veya temsilcisi bunları, suç delili olmamaları şartıyla, tutanağı imzalayarak her zaman geri alma hakkına sahiptir);

16.Arama sonucunda el konulan defter ve belgelerin muhafaza altında olması sebebiyle zamanında yapılamayan kayıtları, defterlerin geri verilmesinden sonra 1 aydan az olmamak üzere verilecek uygun bir süre içinde yapabilmek;

17.Arama sonucunda muhafaza altına alınmış olan defter ve belgeler geri verilinceye kadar, tüm işlemleri tasdik ettirilecek yeni defterlere kaydetmek ve defterler geri verilince bu kayıtları geri verilen defterlere aktarabilmek;

18.İncelemenin sona ermesinden sonra, kendisine inceleme yapıldığına dair bir yazı verilmesini istemek;

19.Vergi incelemesi sırasında veya sonrasında vergi mahremiyetinin ihlal edildiğinin belirlenmesi  halinde şikayette bulunabilmek.

10 Mart 2012 Cumartesi

Devlet - Vergi ve Meslek Mensupları (muhasebeciler)

Bir devletin varlığı onu meydana getiren halkın bir arada yaşama (birlik)  refah ve huzur içinde (Ekonomi - Güvenlik ve Adalet) geleceğe dair planları olduğu sürece devam eder.


Halk kimi zaman Devleti devletana gibi şefkatli bir kelime ile ifade ederken kimi zaman da ona Devletbaba demiştir. Devlet Sonut bir olgu olmaktan çok soyut bir kavramdır. Devleti somut kılan onu ifade ederken kullandığımız kelimeler değil onun var oluşunu sağlayan kurumlar öne çıkmaktadır. Günümüz modern dünyasında devlet Güvenlik - Eğitim - Adalet ve Ekonomi olarak 4 ayak üzerine kurulmuş yapısı itibarıyla dinamik bir örgüttür. Herbiri birbirinden önemli bu 4 ayağın dengede ve sorunsuz bir şekilde var olabilmesi için Ekonominin güçlü ve Rantabl olması gerekmektedir. Ekonomisi güçlü olmayan ve verimlilikden uzaklaşmış devletler fonksiyonlarını yerine getirebilmek için Devletin ana gelirlerini oluşturan vergilerde çeşitlemeye giderek dolaylı vergi yükünü artırmaktadırlar. Piyasaları tam rekabet ortamında  ve piyasayı düzenleyici etki dışında müdahale etmeyen disiplinli maliye politikaları izleyen Devletlerde dolaylı vergilerdeki çeşitlilik azaldığı gibi pramitin en tabanında büyük sermaye şirketleri olacak şekilde müteşebbis ve küçük işletmelere doğru adaletli dağılan bir vergi şeması ortaya çıkmaktadır. Servet yönünden pramitin tavanında olanlar gelirlerle ilişkilendirilmiş vergilendirme sistemi sayesinde dolaylı vergiler nedeniyle dar gelirli halkın ve ücretliler  üzerinde olan vergi yükü  servet/gelir yönünde  doğru orantılı olacak şekilde yeniden dağıtılmış olur.


Devlet asli görevlerini yerine getirirken O devletin tüm bireylerine de çeşitli vazifeler düşmektedir. Bunlardan en önemlisi yukarıda da bahsettiğimiz gibi devlet gelirlerini oluşturan ana kalem vergilerin zamanında ve doğru bir şekilde belirlenmesi ve ödenmesidir.
Devletlerin vergi alması onun varlığından gelir. Cebri ve zorlayıcı olduğu kadar karşılıksızdır. Devlet organları vasıtasıyla yasa koyucu çeşitli adlar altında vergiler koyar. yasa koyucu tarafından tanımlanmamış bir vergi olamayacağı gibi tahsil de edilemez fakat yasa koyucu tarafından herhangi bir fiilin sonucu vergiye tabi tutulmuş ise devlet o verginin mükellefi olarak tanımladığı kişi yada kurumdan devlet gücünü koyarak ilgili vergiyi alır. İşte bu noktada devletin vergi gelirlerini toplayan kurumu olan maliye ile verginin sorumlusu yani mükellefi arasındaki ilişkide mükellefin gelirlerini ve giderlerini takip eden güncel mevzuat kapsamında  mükellefin ticaret ve vergi kanunları açısından işlemlerini tasnif eden derleyerek kayıt altına alan ve  faaliyetini  yorumlayan (kar/zarar tablosu,gelir tablosu, bilanço gibi) halk arasında muhasebeci olarak adlandırılan mesleki anlamda ise serbest muhasebeci mali müşavir olarak tanımlanan ve 3568 sayılı  meslek kanunun 2. maddesinin A fıkrasında belirtilen işleri yapmakla kanuni yetkiye haiz meslek mensuplarında katılımıyla idare ile mükellef arasında bağı kurma yönünden İdare (maliye), vergi sorumlusu   (mükellef) ve SMMM (serbest muhasebeci mali müşavir ) den oluşan üçgen tamamlanmış olmaktadır.


Bu üçgenin meslek mensupları açısından Bermuda şeytan üçgeni'nden bir farkı yoktur. Bir yanda Devletin ve mevzuatın ona yükledikleri karşısında devletin bir memuru mesleki faaliyeti yönünden devletin mükellefi ve hayatını idame ettirmek için bu yaptığı serbest meslek faaliyeti nedeniyle mükellef ile idare arasında yeri tam anlamıyla konumlandırılmamış her ne kadar yasalardan yetki alsa da piyasa şartları nedeniyle haksız rekabete maruz kalarak mesleğinin mali müşavirlik kısmını atarak sadece muhasebesiyle yetinen meslek mensupları ...
(bilgi notu:ilerleyen zamanlarda bu konulara değineceğiz)


Sonuç olarak;
Devlet Dinamik bir yapıdır demiştik yazımızın başlarında Devletin dinamikliği organlarının ve onu oluşturan yapı içindeki veri akışının hızlılığı,kanun ve mevzuatlar yönünden kolay anlaşılırlığı, pratikliği ve tarafların birbirine karşı anlayışı, dürüstlüğü,hakkaniyeti bu yapının dinamik kalmasını sağlayacaktır. 


Verginin cebri olmaktan çok hakkaniyet ölçüsünde alınmasına yönelik yapılacak her türlü mevzuatsal kolaylıklar toplumun sosyoekonomik dengelerinin kurulmasında en önemli unsur olacağı gibi devletin  refah ve huzuru sağlamadaki vazgeçilmez bir anlayışı olmalıdır.


10/03/2012
SMMM Mehmet KESKİN
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir




Yasal Uyarı: Yayınlanan makalenin tüm hakları mkeskin.com sitesine aittir. Kaynak gösterilse dahi makalenin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan makalenin bir bölümü, alıntılanan makaleye aktif link verilerek kullanılabilir.